
Kolay olmayacak ,
elbette gideceksin ,
en fazla iki adım benden gideceksin.
Sonrası olmasada unutacaksın.
Unuttuğunu hatırladığında kanayacaksın ,
kana kana yokluğumu içtiğinde
dudaklarında yapışmış bir pişmanlık olacağım.
Elbette unutacaksın …, gittiğini!
O zaman dönmek için hatırlayacaksın pişmanlıklarını.
Hatta zehir zemberek suskularını kusup ,
kapalı perdelerini aralayacaksın gözlerinde,
Göz kirpiklerinde inleyecek yağmurlar.
Biraz çocuk kalacaksın , annesinden ayrı
Babasını kucaklarında kaybetmiş
bir çocuk kadar yetim kalacaksın Aşk’a.
Elbette sen de geleceksin ,
En fazla iki mevsim geçecek gidişinden ,
Dünya küçük işte ,
bizliği yabancı kollara takmış
bir sahil kıyısında karşılaşacağız,
Hatta o giderken hatırlamadığın
sahil kıyısından geçeceksin .
Birazdan da o sinemadan geçeceksin.
Yarım bırakılmış o film aklına gelecek ,
gözlerin coşacak.
Gözlerin bütün coşkusuyla içine akacak.
Susacaksın ,
Susmayı manaya bindirip,
Bir elin hep telefonun ürkek tuşlarında olacak.
Sonra çekip elini bütün öfkenle içine saldıracaksın.

Mavi denizler aklını alacak,
uçurtmalar gözlerinden uçuşacak.
Biraz hatırlayacaksın saçlarına sürdüğüm ,
dudaklarına gömdüğüm masalları.
Biraz daha çocuk kalacaksın içine.
Yıldızlara bakıp adımı hatırladığında
bir bir kayacak gözlerin.
Dibe doğru eşkalini çizdiğin suretin yansıyacak.
Uçurumlar serilecek yollarına.
Hatta dur!
Ayaklarını çek, düşeceksin.
Düşmek için direneceksin , ağlayacaksın da.
Biraz da özleyeceksin.
Unuttuğunu sandığın anda yosunlaşacak taşlar,
Ve bir şehir daha felç olacak gözlerinde.

Kaldırımlar taşıyacak ayak izlerini,
dar sokakları adım adım gezip
gece gündüz nöbet tutan
kaldırım üstü beklemeleri sorgulayacaksın.
Beni er yada geç arayacaksın!
Gözlerinin daldığı uçurumlarda.
Beni en çok ölmek isterken hatırlayacaksın.

Evet gideceksin
biraz daha gideceksin benden.
En fazla yaranın kabuklaştığı zamana kadar
göçeceksin içimden.
Sonra ben başka şehirlerde
masallar yazacağım ,
seni görmeden,duymadan
sevmenin en ihtişamlı tadıyla öpeceğim gidişini!
Gidişine selam veren kimsesizlerle takılıp ,
Herkesleşeceğim sende biliyorum.
Başkaları hep sana
gece fantezilerini anlatırken ,
sen benim düşlerimi özleyeceksin.
Başkaları dokunmadan asla seni bırakmazken,
benim nefesine bile dokunmadan
uğurlamalarımı arayacaksın!
Arayacaksın gece yatağının baş ucundaki
yokluğumu ,
Telefon ahizesindeki boşluğumu ,
Sessizliğimdeki sevişlerimi,
Ölümüne beklemeleri!
Ansız sayıklamalarında varlığımı!

Gözlerimdeki anlamları anlamsızlaştırdığın güne
lanetler okuyup!
Elbette hatırlayacaksın beni.
Beni en çok kendine geri döndüğünde arayacaksın..
Ve hüzzam bir şarkının esrik notasında,
rüzgarın saçlarını yaladığında
Kurak bir sessizliğin
can koparan çığlıklarında arayacaksın!

Arayacaksın bir merhabanın bile soğukluğunda.
Sigaraları yanan her adam biraz beni hatırlatacak,
Sonra küfürler savurup, gideceksin yine.
Beni en çok kendine geri döndüğünde arayacaksın..
O kente gideceksin, daha sonra
Sonrası sensin zaten..
FATİH KABA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder